Sayfalar

Bu Blogda Ara

31 Mart 2012 Cumartesi

SOSYOLOGCA

SOSYOLOGCA



MESLEKTE BİRLİK ACİLİYET GÖSTERİYOR MU?





   “ Altından yel geçiyor!” veya “Şoförsün dediler; vermediler.” gibi deyimleri ve daha bir çoğunu hangimiz bilmiyor?



   Şoförlük mesleğinin toplumumuzdaki yerini ve önemini uzun uzadıya anlatmanın; ayrıca meslek olarak şoförlüğü tartışmanın, hele hele “Taksi Şoförlüğü” üzerine sürekli olarak bahsedilmesinin günümüzde önemli olduğunun ve hayati bir önem taşıdığının hepimiz farkındayız. Yoksa; acaba anlatamıyor muyuz dersiniz?

    Hemen hemen her gün medya da kendine yer bulan mesleğimiz üzerine reklam filmleri çekiliyor, TV dizileri yapılıyor VE HATTA BİZDEN HABERSİZ GÜN YOK DESEK YERİDİR. Bazen trafik canavarı olarak bazen de saldırı mağdurları olarak velhasıl bin bir çeşitte günlük hayatın içerisinde yer alıyoruz.

     Gerek can güvenliğimiz, gerek sosyal güvenliğimiz günlük yaşantımızın ve tümü ile bize ait olması gereken hayatımızın bütün gerçekleri içerisinde ise çok küçük bir yer tutuyor. Hatta hatta ne kadar çok bahsedilmek istense bile önce kendimiz bireyler olarak bu konuları gündemde tutmayı bilemiyoruz. Ya da Taksi Şoförlüğü’ nün sanki doğasın da varmış gibi umursamaz lümpen davranışlar sergiliyoruz.

      Oysa “Taksi Şoförü” olarak bizler hemen her gün en azından birkaç kez trafik içerisinde hayati önem arz eden badireler atlatmaktayız. Ancak bu olaylara  o kadar çok alışmış durumdayız ki o an yaşadığımız o olay üzerinden 5 dakika bile geçmeden unutmaktayız. Neden dersek. Çünkü; Taksi Şoförü arabasına bindiğinde tek ana sorunu vardır. O da hepimizin bildiği “ Günlük Ekmeğini Kazanma Mücadelesi” dir.

       Çalışan şoför ilk önce çalıştığı araca ödeyeceği meblağı çıkarmak için koşturur. Sonra aracının yakıtının meblağı önem arz etmektedir. Mesai bitimine doğru da kendisine kalan meblağın yani kaç para kazandığının veya kendisine ne kadar yevmiye kalacağının hesabı içerisindedir. Araçtan indiğinde ise ya yevmiye kıtı kıtına denk getirilmiş ya da açık vermedi ise “ Bir lokma ekmek parası” çıkarılmış demektir. Gün boyu yaşanan stres ise şoförün katığı olmuştur. Artık gün atlatıldığı için şoför arkadaşımızın ne can güvenliğini düşünmeye ne de sosyal güvencesi için kafasını yormaya hali kalmamıştır. Aklına bile gelmez.

        Günlük yaşayıp günlük düşünmek günlük kazanmanın neden - sonuç ilişkisidir.  Günlük yaşantımız da gerçekten kaçımız genel olarak şoförlüğü hele hele “ Taksi Şoförlüğü” nü meslek olarak algılamaktayız? Bu sayı bir elin beş parmağını geçmemektedir.

         Toplumumuzda en son yapılan iş olarak gördüğümüz “ Taksi Şoförlüğü” yaşam şeklinin;  günlük insani yaşam şeklinden, olması gerekenden çok uzak, apayrı bir yaşam şekli olduğu görülmektedir. Bu nedenle “Mesleki Eğitim” in önemi de burada açığa çıkmaktadır. Gerek yasal olarak gerekse mesleki olarak yetiştirilme şeklinin hızlı bir şekilde yeni düzenlemelere ihtiyaç gösterdiği açık olarak görülmektedir.

          “ Taksi Şoförü” toplumsal yaşantımızda hangi kategoride yer almaktadır? Toplumumuzdaki yeri neresidir?

           Taksi Şoförünü çalışan olarak değerlendirmemiz nasıl olmalıdır? “Taksi Şoförü” küçük esnaf mıdır? Yoksa emeği ile çalışan “ emekçi” midir? Çeşitli kesimlerin konu hakkındaki değerlendirmeleri nelerdir? Bizler bu sorulara cevap ararken ne ile karşılaşıyoruz?

            Burada hemen belirtmem gereken konu; bu sorulara cevap aramayan tek kesim “ Taksi Şoförü” dür. Plaka sahibi olan kesim ise (aslında tamamen hatalı ve yanlış bilgiler ile donanımlı olduğu için) şoförüne sosyal güvenlik konusunda yardımcı olmamayı ve yasalarımızdaki şoförün statüsünü göz ardı etmeyi yeğlemektedir.

             İşte tüm bu nedenlerden dolayı “ Taksi Şoförü” yasal olarak statüsünün ve konumunun ne olduğunun mücadelesini yapmak zorundadır. Bu mücadele ise birlik ve dayanışma ile sağlanır. Bu da bize meslekte birliğimizin ve aciliyetinin önemini daha çok göstermektedir.

             Taksi Şoförünün birlik ve dayanışması için dernekleşme faaliyetinin önemi daha çok açığa çıkmaktadır. Bu faaliyetlere katılanları tebrik etmek ise ancak ve ancak geniş bir hoşgörü şemsiyesinin açılması ile sağlanacaktır.

              Taksi Şoförü aslında sadece Taksi Şoförü olmak zorundadır. Ama maalesef durum böyle değil…Taksi Şoförü olmayan ama mesleğimizi bir can simidi olarak gören zor durumdaki tüm insanların en son tutundukları bir dal konumunda maalesef. Bunu ise tabii ki bizler yaratmadık. Ama ne olursa olsun karşılığında istediğimiz ise sadece ve sadece Taksi Şoförü olun diyoruz. Geçmişini unutma ama geleceğimize yanlış imaj yüklemeyin. Yani mesleğimizi icra etmek demek her bireyin hal, hareket ve tavırlarını düzenlemesi ile gerçekleşecek demektir. Sizin de bugün bir taksi şoförü olarak konumunuzu içinize sindirmeniz gerekiyor. Nereden emekli olursan ol. Veya kimin makam şoförlüğünü yaptıysan yaptın. Bunlar mazide hoş bir sada dır. Şimdi sadece ve sadece Taksi Şoförü rolünü iyi oynayın. Yeter… Yok roller gereği gibi yerine getirilemiyorsa terk edin o’ da yeter.

         

      

11 Eylül 2010 Cumartesi

SOSYOLOGCA BAKIŞ

Sosyolojik bilimsel bilgi ve anlayışın herkes için eşitlikçi, barışçı, özgür ve güvenli bir dünyanın yaratılması ve sürdürülmesine temel teşkil etmesi gereken günümüzde; sosyolojinin evrensel bir disiplin olarak geliştirilmesi ile toplumsal yaşamın oluşum, değişim ve dönüşüm dinamiklerini hem yerel hem evrensel düzeyde anlayan, açıklayan, yorumlayan ve eleştiren SOSYOLOGCA BAKIŞ sayesinde bilimsel olarak toplumsal sorunların tespitine ve çözümüne yönelik sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik politikalar üreterek insanlığın temel niteliği ile sürekliliğine, değişimine ve gelişimine katkıda bulunabiliriz.

26 Aralık 2009 Cumartesi

NEDEN SOSYOLOJİ




"Yeni bir Dünya" anlayışı içerisinde yaşamaktayız. İstediğimiz an, istediğimiz kişi ile iletişim kurabiliyoruz ve bu sayede istediğimiz kişi ile de bir arada çalışabiliyoruz. Bir arada çalıştığımız her kişi ile de ortak bir gösterimimiz oluyor. Bu tür çalışma içerisinde her kişi ilgili çalışmanın basit bir uzantısı konumunda. Her bir uzantı olan bizler çevremizi birlikte çalışmaya çekebildiğimiz ölçüde başarı kazanmış olacağız. Aslında hiçte zor olmayan bir durum ancak biraz karmaşık ve elbette o kadar zahmetli.
Bu durumun; aynı zamanda sosyologca.blogspot.com yapım aşamasının evrelerinden biri olduğunu bilmemizde yarar var ve öncelikli olarak ele alınması gerekiyor.
Günümüzde konular ele alınıp tartışılırken bireyler; bireysel olarak çok daha iddialı tavırlar sergileyebilmektedir. Bu davranış biçimi de; “Liderlik” kavramının tartışılması gerekliliğini açığa çıkarmaktadır. sosyologca.blogspot.com liderlik gücünü tamamı ile beceri sahibi, duyarlı, sosyoloji alanında sosyal bağ bulmaya çalışan hatta can atan ve sayıları belki bir elin beş parmağını geçmeyen insanlardan, yani sizlerden oluşarak kazanacaktır.
Sosyoloji bilimsel olarak hangi konumda,

Ne ölçüde sosyolojik çalışmalara ve araştırmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyolog olabilmenin kıstasları nelerdir?
Sosyolog olabilmenin öneminin kimler tarafından daha çok algılanması gerekiyor?
Böyle bir algılamaya ihtiyaç olup olmadığı hakkında çalışmanın faydalı olup olamayacağının araştırılması, incelenmesi ve değerlendirilmesinin yapılması.
Bu değerlendirmelerin ışığında sosyologlarımızın “SOSYOLOJİ” ye; “SOSYOLOGCA” bakış açılarını sunabilmeleri ve sosyologların tartışabileceği bir platform yaratabilmek amacı taşıyan sosyologca.blogspot.com' un bu özelliğiyle, sosyologlarımıza bilimsel bilgi paylaşımı için gerekli ortamın sağlanarak bilimsel rehber niteliği oluşturabileceği düşünülmektedir.
Akademik olarak sosyologların konumları, bilimsel olarak “Sosyoloji” ve “Sosyolog” tanımına bakış açıları yanında bireysel olarak kendi tanımlarının sergilenmesi. Tartışma ortamında genel bir ortak tanımın daha etraflıca incelenip anlaşılmasının sağlanması, “SOSYOLOGCA” bakış açılarımız ile sonuca ulaşabilme hedefi hizmet ağımızı genişletecek mi?
Sitemizde yer alan kişilerin entelektüel bakımdan meraklı ve yaratıcı olması sosyoloji alanında vermek istediğimiz hizmetin önemini ve ayrıcalığını da ortaya serebilir. Özellikle “Sosyologlar” ın ender yetenekleri olan insanlar olduklarını düşünsek bile hiç kimse için “Ömür boyu doğru söylüyor” diye bir tanımın olmadığını bilmekle de bilimsel bilgi sayesinde gerçekleştirmek istediğimiz ile gerçek yaşam arasında oldukça önemli farklılıklar tespit edilebilir.
Sosyolojinin bilimsel olarak ele alınıp değerlendirilmesinin ve sosyologlar olarak zayıf ve güçlü yanlarımızın neler olduğunun ortaya çıkarılabilmesinin sosyolojiye katkılarının nasıl ve hangi ölçütlerde olacağının tartışılması ve üzerinde düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Aynı zamanda sitenin; içerik olarak sosyoloji’ nin dallarına göre kategorize edilmiş makale, forum, sosyolojik terimler sözlüğü, sosyolojinin tarihçesi vb. dizinleri barındıran sosyoloji bilgi bankası olması amaçlanmaktadır. sosyologca.blogspot.com internette sosyolojik bilgiye ihtiyaç duyanların ulaşabilmesini amaçlamakla birlikte ticaret amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması vb. tarafından desteklenmemektedir. Finans kaynağı reklam ve genellikle site yönetimi olan ücretsiz, açık sosyolojik kaynak ve sosyologca bakış açılarının kolayca ulaşılabileceği, sosyoloji hakkındaki bütün bilimsel analiz, tez ve anti-tezlerin ve serbest düşüncenin birlikte barındırılması amacını taşıyan sitenin en geniş kitlelere ulaşabilmesini ve paylaşılabilmesini sağlamak için; sosyologca.blogspot.com' a yeni kayıt olmak isteyenler, herhangi bir üniversite’ nin “Sosyoloji Bölümü” ne kayıtlı ve öğrenimine devam eden öğrencisi olabileceği gibi Lisans ve diğer tüm üst seviyelerde akademik unvana sahip olması da beklenmektedir. Bu nedenle üyelik talepleri gerekli araştırma sonuçlarına göre değerlendirilecektir.
sosyologca.blogspot.com; "Sosyoloji Eğitimi" ne devam eden ve/veya her akademik seviyedeki sosyologların, sosyolojik bilgi paylaşım ve bilimsel tartışma platformudur. Bu itibarla ‘Özel meselelerinizi danışmak’ , 'Tek bir soru sormak’ veya 'Siyasi amaçlar aramak' için kaydolmayınız.

Sosyolojik bilgiyi paylaşmak isteyenler; bu site tüm kaynakları ile tamamen sizler için tasarlanmaktadır. sosyologca.blogspot.com sitesi' nde verilen bilgiler, siyasi mütalaa veya siyasal öneri şeklinde olmayıp, "sosyoloji" hakkında bilgilendirme ve sosyolojinin bilimsel olarak geliştirilmesine katkı amaçlıdır.
İş bu sitede verilen bilgilerin sosyolojik içerik taşıması dolayısıyla sosyologca sitesinin yönetici veya üyeleri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.


sosyologca.blogspot.com kesinlikle sosyolojik bilimsel bilgi paylaşımı üzerine kurulmuştur ve başka amaç güdenlerin kayıtları silinecektir.

SİTE HAKKINDA GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİZİ LÜTFEN YAZINIZ:


SİTE YÖNETİMİ

24 Aralık 2009 Perşembe

SOSYOLOGCA BAKIŞ

ZİHNİNİZİ DEĞİŞTİRMEK

“Yeni kuşağın en büyük devrimi, insanların zihinlerinin içini değiştirerek yaşamlarını değiştirebileceklerinin keşfedilmesidir.”

William James – Psikolog – AB

Hepimizin hayatında; olumlu, olumsuz, bizim inançlarımızı duygularımızı, düşüncelerimizi, yaşam biçimimizi kökten etkileyen deneyimlerimiz olmuştur. Bu deneyimlerimizin bazılarını daha sonraları yine elde etmeyi düşündüğümüz sonuçları almak için kullanmaya çabaladık, bunda bazen başarılı olduk. Ancak NLP tekniklerini kullanarak, zihnimizde yer alan bu deneyimlerin olumsuzlarını nötrleştirmek ve olumlularını da hep kullanabileceğimiz zihinsel programlar haline dönüştürmeyi öğrenebiliriz.

Bu yolla, beynimizde var olan yazılım programları (Bunlar zamanla oluşmaktadır) nın içindeki yanlış yazılımların yerine doğrularını koymayı öğrenebiliriz. Zaten bu değişikliği biz bilinçsizce bazen yapıyorduk.

NÖRO LİNGUİSTİK NEDİR?

NÖRO: Sinir sistemimize, görmekte, duymakta, hissetmekte, tatmakta ve koku almakta kullandığımız beş duyu muzun zihinsel yollarına gönderme yapar.

LİNGUİSTİK: Dili kullanma becerimize ve belli kelimelerle deyimlerin zihinsel dünyamıza nasıl ayna tuttuğuna gönderme yapar. Linguistik aynı zamanda düşünce şeklimizi, inançlarımızı ve daha birçok şeyi ortaya koyan; vücudumuzun duruşunun, jestlerimizin ve alışkanlıklarımızın “sessiz diline” de gönderme yapar.

N L P : Düşüncelerimizin, duygularımızın ve eylemlerimizin zihinsel yazılımımızı yenileyerek değiştirebilecek olan alışkanlığa dönüştürülmesidir.

NLP VARSAYIMLARI

  1. HARİTA BÖLGENİN KENDİSİ DEĞİLDİR

Zihnimizdeki dünya haritaları dünyanın kendisi değildir. Doğrudan dünyaya tepki vermek yerine haritalarımıza tepki veririz. Zihinsel haritaları, özellikle de duyguları ve yorumlamaları güncelleştirmek dünyayı değiştirmekten çok daha kolaydır.

  1. HER DENEYİMİN BİR YAPISI VARDIR

Düşüncelerimizin ve anılarımızın kendilerine özgü kalıpları vardır. Bu kalıbı ya da yapıyı değiştirdiğimizde deneyimimiz kendiliğinden değişecektir.

  1. EĞER BİR İNSAN BİR ŞEYİ YAPABİLİYOR İSE, ONU YAPMAYI HERKES ÖĞRENEBİLİR

Başarılı bir insanın zihin haritasını öğrenip kullanabiliriz. Çok sayıda insan gidip denemeden başaran kişinin nasıl başardığını araştırmadan bazı şeylerin imkansız olduğunu düşünüyor.

  1. ZİHİN VE BEDEN AYNI SİSTEMİN PARÇALARIDIR

Düşüncelerimiz kaslarımızın gerilimini, nefes alış verişimizi, duygularımızı ve daha birçok şeyi anında etkiler ve bunlar da aynı şekilde düşüncelerimizi etkiler. Birini değiştirmeyi öğrendiğimizde diğerini de değiştirmeyi öğrenmişiz demektir.

  1. İNSANLAR İHTİYAÇ DUYDUKLARI KAYNAKLARA ZATEN SAHİPTİRLER

Her görüntü, ses ya da duygu bir yerdeki bir şey için kaynaktır. Kaynaklarımız zaten vardı. NLP bize bu kaynakları nasıl kullanacağımızı öğretir.

  1. İLETİŞİM KURMAMAK İMKANSIZDIR

Doğru iletişim aracını kullanır, mesajı doğru adrese gönderirsek mutlaka iletişim kurarız.

  1. İLETİŞİMİN ANLAMI ALDIĞIMIZ CEVAP KADARDIR

Diğer insanlar söylediklerimizi ve yaptıklarımızı kendi zihin haritaları aracılığı ile algılarlar. İletişimimizin nasıl algılandığını fark etmek kendimizi bir dahaki sefere daha net ifade etmek için ayarlama fırsatıdır.

  1. HER DAVRANIŞIN ALTINDA OLUMLU BİR NİYET YATAR

Her acı verici, zararlı ve hatta düşüncesiz davranış ilk ortaya çıktığı durum çerçevesinde olumlu bir amaca hizmet eder. Saygı görmek için bağırmak, tehlikeyi uzaklaştırmak için yumruklamak gibi.

  1. İNSANLAR HER ZAMAN ELLERİNDEKİ SEÇENEKLER ARASINDAN EN İYİSİNİ SEÇERLER

Her birimizin kendine özgü deneyimleri vardır. Bütün seçimlerimizi bunların bize sunduklarının içinden yapmak zorundayız, ta ki aralarına daha yeni ve iyi seçenekler ekleninceye kadar.

  1. EĞER YAPTIĞIN ŞEY İŞE YARAMIYOR İSE BAŞKA BİR ŞEY YAP; HERHANGİ BİR ŞEY

İnsanlar yeni şeyler öğrenirken bunları önceden bildikleri kalıplara oturtma konusunda güçlü bir eğilim gösterirler. Eğer yeni bir sonuç almak istiyorsak yeni bir şeyler yapmalıyız.